31 Mayıs 2010 Pazartesi

HAREM


Tarihi araştırırken daha doğrusu Osmanlı Devleti tarihini, en fazla harem üzerinde durmuşumdur. Çünkü çok kapalı bir kurumdur ve bu sebepten ötürü gerçektende harem üzerine o kadar çok safsata, yanlış bilgi mevcuttur ki bazıları komiklik derecesindedir. O bilgileri okuduğunuzda eğer harem hakkında çok az bilgiye sahipseniz dahi kendinizi kahkahalarla gülmekten alıkoyamazsınız. Bu komikliklerden bazıları padişahların haremdeki kadınlarla toplu seks yaptığı, her gece istediği kadınla birlikte olduğu, kadınlara istediği her şeyi yaptırabildiği gibi saçmalıklardır. Tabi ki öyle değildir harem gayet düzene sahip, kendi ananeleri bulunan, şerefli bir kurumdur. Evet padişahın birden fazla hatunu vardır ve onlarla yaşar ama bu haremdeki her kadınla ilişkiye gireceği anlamına gelmez ki bazı padişahlar döneminde haremdeki kadınlar iki bin hatta üç bini bulmaktadır, çok eşlilik Müslümanlıkta olan bir durumdur zaten, çoğu erkek buna hala imrenir ki ben tamamen karşıyım… Neyse ciddi olalım..
Harem kelimesi ‘haram’ dan gelmektedir ve ‘ yasak olan, günah olan, gizli olan’ anlamındadır. Hareme getirilen kadınlar genellikle padişaha hediye edilen kadınlardı, tamamen kusursuz oldukları bir gerçektir.Hareme kabul edilen kızlar çok genç yaşta olmak üzere beyaz tenli, siyah saçlı, geniş basenlere sahip ve oldukça alımlıydılar. Hareme alındıktan sonra çok ciddi bir eğitimden geçirilir, nasıl yemek yeneceğinden erotizm sanatına kadar her şey öğretilirdi. Bunlardan on iki tane çok güzel ve fevkalade yetenekli olanlar ‘gedikli’ olamaya hak kazanır ve padişahın ihtiyaçlarını, onu yıkama, yemeğini ve kahvesini getirip götürme, üstünü giydirme gibi işlere verilirlerdi. Padişahın beğendiği kadın haremağasına bildirilir, harem ağası kadını hazırlar ve padişahın odasına götürür (bu durum padişahın her zaman istediği kadın olacak anlamına gelmez, bir önceki cariyesi haftalar aylar boyunca hamile kalamaz padişaha çocuk vermezse mecburen başkasını denenmek zorundadır, bunu bence normal insanlarla kıyaslamamak gerekir çünkü imparatorluk babadan erkek oğla geçiyordu ve padişahın erkek evlada ihtiyacı vardı ki çok erkek evlat gerekirdi imparatorluğun iyiliği seçeneklere sunulması sebebiyle, bunun için olaya normal bir insanın ihtiyaçlarıymış gibi bakmamak gerekir bence), kadın padişahla ilişkiye girer ve eğer kadın hamile kalırsa cariyenin haremdeki rütbesi büyür, çocuk doğurursa Kadın Efendi olurdu, eğer erkek olursa ve çocuk padişah olursa Valide Sultan mertebesine ulaşırdı. Valide Sultan haremin en yüksek rütbelisi ve imparatorluğun en güçlü kadınıydı ki bazı dönemlerde (Hürrem sultan, Kösem sultan gibi ) devleti yönetmiş ve devlette söz sahibi oldukları dahi görülmüştür…
Haremde kadınlardan sorumlu olan kişi hadım ağasıdır bunlara harem ağası da denirdi, hadımlar küçük yaşta saraya gelen ve ergenliklerine gelmeden hadım edilen zencilerdi. Haremin hizmetinde olan, padişaha bağlı olan kişilerdi.
Haremdeki kadınlar bir tutsak gibi haremden dışarı pek çıkmazdı ama içerde çok iyi koşullarda yaşarlardı. Dışarıdan istediklerini harem ağalarına sipariş ederlerdi. En büyük eğlenceleri hamamdı, bazen saatlerce hamamda kalınır, yemekler yenir, müzikler çalınır, eğlenilirdi. Bazı padişahların bu hamamdaki kadınları pencerenin arkasından izleyip, bu şekilde cariyesini beğendiği bazı kaynaklarda yazmaktadır ama bunun doğruluğunu kanıtlayacak hiçbir belge yoktur.
Harem hayatı daha bir çok ananeye, gizliliğe sahiptir fakat padişahın özel alanı olduğu için açıkcası bu gizlilik hiçbir zaman çözülememiştir. Harem’e mensup olanlardan başka kimse harem’e giremez hatta bazen padişahın dahi girmesi yasaktır. Bu sebeplerden ötürü harem hakkındaki bilgiler sınırlıdır, zaten bilinen bilgiler gönderilen mektuplar veya az da olsa dışarıya bilgi verebilen kişiler tarafından bilinmektedir. Fakat bu bilinmezlik demek değildir ki hareme çamur atılıp o mekanın bir seks yuvası olduğu söylensin. Sonuçta Osmanlı Devleti büyük ve saygın bir kurumdur ve bu kurumda her şeyin bir yolu yordamı vardır….
2.12.2009

Hiç yorum yok: