31 Mayıs 2010 Pazartesi

TARİH


Tarih, sadece geçmişi anlatmak için değildir, yaşadığımız zaman dilimini daha iyi tahlil etmemiz için vardır. Geçmişteki gerçekleşmiş olaylardan ders çıkararak şimdiyi kolaylaştırabiliriz. Her konuda, kültürel, siyasi, sosyal ve daha hatırlayamadığım insanın yaşamıyla ilgilenen her konuda tarih fikir sahibidir. Evet, tarih genel olarak sadece geçmişi anlatır gibi görünür fakat tarihin anlattığı geçmiş geleceğin kapısının anahtarıdır. Sığ bir şekilde bakıldığında tarih pek bir işe yarar gibi gözükmez fakat tam tersi tarih incelenmesi gereken çok önemli bir bilim dalıdır. Toplumumuzun tarihi sevmemesinin sebebi bence lise yıllarlında alınan tarih eğitiminden dolayıdır. Lise yıllarında çoğunluğu gereksiz ve çekiciliği olmayan konular öğretilmektedir. Bunun sebebi tabi ki çok değerli öğretmenlerimizin tarihi anlatma şekli değildir, tamamıyla genel anlatıma ve ezberciliğe dayanan bir müfredattır. Neyse konuyu saptırmayalım ciddi olalım.
Aslında bu yazımda sadece Herodotos dan bahsetmeyi planlıyordum fakat tarihe bakış açımı da bilmenizi istedim. Herodotos halkın bildiği ismiyle Herodot ( İ.Ö. 484- 424) gerçekten kendisine takılan ismi hak edecek şekilde ‘tarihin babası’dır. Yazdığı kitap ‘TARİH’ antik çağın tarihinin önemli bir bölümünü anlatan ciddi bir kaynaktır. Herodot bugunkü Bodrumun bulunduğu kendi zamanındaki ismi Halikarnasos olan yerde doğmuştur. Herodot gibi bir tarihçinin bizin topraklarımızda yaşamış olması övünülecek bir durumdur bence. Yazdığı TARİH kitabı asırlardır okunmuş, yorumlanmış ve hala aynı ilgiyi görmektedir Bu kitap çok eski olmasına rağmen bir objektiflik harikasıdır ki Herodot kitapta kendinden bile çok az bahseder. Zaten Herodot un kendisi hakkında çok az bilgiye sahibiz, nasıl biri olduğunu, ailesini pek bilmeyiz. Herodotos ne olmuş ne gerçekleşmiş ise onu yazmıştır daha azını veya daha fazlasını değil. Günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce yazılmış olmasına rağmen şu anda bile ilgiyle okunabilecek bir kitaptır. Bazı bölümlerden alıntı yapmak istiyorum ki bana en ilginç gelen Mısır’a gittiğinde ölü mumyalama yöntemini en ince ayrıntısına kadar yazmıştır. Aynen aktarıyorum ‘…en iyi mumyalama dediğimiz şudur: Önce demir bir kanca ile burun deliklerinden burnu çeker, ama hepsini alamaz, kalanını ilaçla eritir. Arkasından, keskin bir Ethiopia taşı ile ölünün böğrünü uzunlamasına keser ve içindeki her şeyi boşaltır; içini böyle temizledikten sonra hurma şarabından geçirir ve kokular püskürtür; karnına dövülmüş saf mür ve çeşitli kokular doldurur ve diker. Sonra tabii sodyum karbonat içine daldırıp yetmiş gün onun içinde bırakmak suretiyle tuzlar. Yetmiş günden sonra çıkarır, yıkar ve baştan aşağı Mısırlıların genellikle yapıştırıcı olarak kullandıkları zamka batırılmış gayet ince tül şeritlerle sarar….’ 2500 yıl önce yazılmasına rağmen ne kadar diri bir bilgidir değil mi? Daha o kadar çok ilginç konular vardır ki mesela çağımızın en büyük komplo teorilerinden biri olan mısır piramitlerinin uzaylılar tarafından yapıldığıdır ama Herodotos 2500 yıl önce, yapılan piramitleri izlemiş, onları yapan ustalarla konuşmuş ve bunları kitabında anlatmıştır.
Herodot un TARİH kitabı üzerine daha çok şey yazılabilir ve daha pek çok ilginç örnek verilebilir ama uzatmaya gerek yok, bence bu kitabı incelemelisiniz. Ben Herodot un TARİH kitabını hayretler içince ve şaşkınlıkla okurum çünkü bu kitap çok ilginç bilgilerle doldur. 2500 yıl önce yazılmasına rağmen o kadar tazedir ki bence bir 2500 yıl daha tazeliğini koruyacaktır.

19.11.2009

Hiç yorum yok: